Menopoz

menopoz güldeniz aksan desteli

Tüm kadınların mutlaka yaşayacağı özel bir dönemdir. Nasıl ki ergenlik döneminde adet görmeye başlamak olağan bir durum ise belli bir yaşa gelindiğinde menopoza girmek de o kadar olağandır. 

Menopozun tanımı genelde, kadınlar arasında net olarak bilinmediğinden, ilerleyen yaşlarda hastalar ‘‘Acaba menopoza mı girdim?’’ diye doktorlarına sorarlar. Sanılanın aksine menopoz, sadece bir kan tetkiki veya ultrasonografi ile tanı konacak bir durum değildir. Tamamen klinik bir durumdur ve adetlerin kalıcı olarak kesilmesi anlamına gelir. Bu durumda hasta en az 6 ay (tercihen 1 yıl) adet kanaması yaşamamıştır. Kanama olmamasının nedeni yumurtalıklardaki folikül miktarının kritik bir değere kadar azalması ve bu süreçte çalışmamasıdır.  Ateş basması, terleme gibi östrojen eksikliği bulguları mevcuttur. 

Dünya genelinde ortalama menopoz yaşı 45-55 arası değişmekle beraber genelde 50-52 iken, Türkiye’de malesef 46-48 yaş arasıdır. 40 yaşından önce olursa erken menopoz veya yeni adı ile, erken over yetmezliği (prematüre ovarian failure-POF) adı verilir. Menopoz yaşına, genetik faktörler, aile hikayesi, sigara içiyor olmak, geçirilen yumurtalık cerrahileri gibi birçok faktör etki eder. Herhangi bir operasyonun geçirilmediği erken over yetmezliğinde ise daha farklı mekanizmaların rol oynadığı düşünülür.

Menopozal süreç Dünya Sağlık Örgütü’nün sınıflandırmasına göre üç döneme ayrılır:

Premenopoz: İlk belirtilerin görüldüğü dönemden menopoza kadar geçen süreyi kapsar. Yumurtalıklarda folikül aktivitesi yavaşlar. Adetler düzensizleşir. Bu süreç birkaç ay ya da yıl sürebilir. Genel bilgimiz 2-5 yıl arası bir süre olduğu yönündedir.  Premenopozal dönemde adet düzensizliklerinin yanı sıra kas-eklem ağrıları, gece terlemeleri, uykusuzluk, isteksizlik, sinirlilik, ruhsal sorunlar da görülebilir. Uzun süren veya yoğun kanamalar, aşırı ateş basması gibi durumlarda doktora başvurmak gerekir.

Menopoz: En son adet kanamasının görülmesidir. Aslında belli bir tarihtir. 

Postmenopoz: Menopozdan yaşlılık dönemine kadar süren 6-8 yıllık süreyi kapsar. Bir kadının postmenopoz olabilmesi için 12 aydır adet görmüyor olması gereklidir. Postmenopozal dönemde kalp hastalığı riskinde artış, kemik erimesi, vajinal kuruluk, ateş basmaları gibi sorunlar olabilir. Uzun yıllardır tartışılan menopoz sonrası hormon tedavisi için, en son veriler ışığında kesinlikle zararlıdır denemez. Özellikle menopoza geçiş döneminde, sosyal hayatı etkileyecek kadar ateş basmaları olan hastalarda tercih edilen bir tedavidir.  Diyabet, hipertansiyon, obezite durumlarında hasta ile riskler konuşulmalıdır. Beş yıldan uzun süreli kullanımlarda meme kanseri riskinde artış söz konusudur. Bu nedenle eğer hormon tedavisi planlanacaksa özellikle geçiş döneminde, ek hastalığı bulunmayan hastalarda ve kısa süreli kullanım şeklinde tercih edilmelidir. Burada tek istisna prematur over yetmezliği olan hastalardır. Doğal menopozal döneme kadar daha uzun süreli hormon tedavileri tercih edilir. Düzenli meme kontrolleri yapılmalıdır. Ayrıca menopoza giren hastalarda kemik erimesi değerlendirilmesi de önerilir. Önceden tiroid ilaçları, mide koruyucu veya steroid kullanan hastalarda risk daha fazladır. 

Menopozal dönemde şiddetli ateş basmaları olup hormon tedavisi tercih edilmeyen hastalara antidepresan ilaçlar ile tedavi önerilebilir, alternatif tedaviler de mevcuttur. Fitoöstrojenler, bazı otlar,akupunktur, davranışçı tedaviler, homeopati, nefes egzersizleri alternatif tedaviler arasındadır.

Menopoz sonrasında olacak her türlü vajinal kanama mutlaka değerlendirilmelidir. Düzenli jinekolojik muayene, meme muayenesi, bazı kan tetkikleri ve kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir